14 Temmuz 2008 Pazartesi

10 Temmuz 2008 Perşembe

4 Temmuz 2008 Cuma

EURO 2008 by MARCA


30.06 İspanya ŞAMPİYON

29.06 İsp-Alm Maçı Öncesi

27.06 İsp-Rus Maçı Sonrası

23.06 İsp-İta Maçı Sonrası

15.06 İsp-İsv Maçı Sonrası

11.06 İsp-Rus Maçı Sonrası

10.06 İsp-Rus Maçı Öncesi

Teşekkürler TÜRKİYE!!!

22 Haziran 2008 Pazar

COMEBACK = TÜRKİYE

Şişman kadın çıkmadan opera bitmezmiş derler!!!!


Hakeme dikkat..!

Top 30 Athletes # 3 Robert Pires

16 Haziran 2008 Pazartesi

This is not only a COMEBACK!, it was also a LESSON!!!












Top 30 Athletes # 4 Yelena Isınbayeva


1 Avrupa Salon, 1 Avrupa Açık, 3 Dünya Salon, 2 Dünya Şampiyonası, 1 Olimpiyat Altın madalyası ve 8 Dünya Rekoru var bu kızın..!

6 Haziran 2008 Cuma

Change is bad..?

Unutulmayan maçlar 5


1999 Roland Garros Tek Bayanlar Finali

efsanevi tenis maçı. martina hingis ve steffi graf arasında oynanmış ve hâlâ akıllardan silinememiştir.

maç, yaşına rağmen, kendiden hayli emin martina hingis'in 2-0'lık üstünlüğü ile açılır. sonrasında steffi graf'ın 2 oyun almasına karşılık, hingis yalnızca 1 oyun alır ve durum 3-2 olur. inanılmaz uzun oyunlarla devam eden maçın ilk setinde durum hingis'in lehine 5-2'ye kadar gelir. sonrasında, "ne yapıyorum ben?" diyen steffi graf birden toparlanır ve hingis'in aldığı bir oyuna karşılık 2 oyun alır ama, yine de ilk seti 6-4 kaybetmekten kurtulamaz.

ikinci sette, durum yine hingis lehine başlar. hingis hem kendi servisine tutunur, hem de graf'ın servisini kırar ve durumu 2-0 yaparak ikinci setin açılışını yapar. sonrasında hingis'in bir topu çizgiye yakın düşer ve hakemler dışarıda kararı verir. hingis "içeride" diye itiraz eder ve hakemler çizgiye gidip ize bakar. topun dışarıda olduğuna karar verir. hingis "hadi ama!" deyip graf'ın alanına geçer. fransız seyircisi ayaklanır. sonrasında "steffi!" tezahüratları tüm kortta yankılanır. sonrasında, hakemler sayının graf'a verilmesini kararlaştırır. oyun böylece devam eder. sonrasında da, karşılık oyun almalarla devam eden sette durum 3-1 olur. her şeyin kendi lehine ilerlediğini düşünen ve bir yeni yetme olmasına rağmen burnu havada olan martina hingis için işler birden tersine gitmeye başlar ve durum 3-3'e kadar gelir. setin 7. oyununda sinirler gerilmeye başlar. hingis, maçın sonuna kadar sürdüreceği tavrının ilk sinyallerini burada verir ve steffi graf'ın aldığı şahane bir sayı sonrasında kendini fileler üzerine bırakır ve sinirden gülmeye başlar. ne kadar sinirlense de ve şahane bir oyun sergilese de, graf'ın tekniğine karşı koyamayan yeni yetme hingis, 2-0 önde başladığı sette 4-3 geriye düşer. sonrasında, kendi oyununa tutunmaya çalışır ve servis atmaya başlar. biz de, ilk setteki oyunlardan geri kalmayan bir oyun izlemeye başlarız. yine sinirden kudurmakta olan hingis, bir ara steffi graf'ın şahane oyununa rağmen, steffi'nin çok basit bir hata yapmasıyla rahatlar (steffi topu file dibindeyken fileye takar.) ve o moralle oyunu alarak durumu 4-4 yapar. sonrasında hırslanan steffi, hingis'in aldığı bir oyuna karşılık iki oyun alarak ve hingis'in servisini kırarak durumu 7-5'te noktalar ve ikinci seti alarak maça ortak olur. durum 1-1'dir.

üçüncü sete geçilmeden oyuncuların dinlenmesi için -doğal olarak- ara verilir. steffi graf, bu süreyi dinlenmekle geçirirken, hingis kahrolmakla geçirir. kendini çevredeki bariyer ve onun gibi dayanak sağlayan şeyler üzerine bırakır; onlara dayanarak yüzünü kapatır ve derin düşüncelere dalar. derken final seti başlar. yine epey çekişmeli oyunlarla geçen son sette, hingis, steffi graf servis kullanırken topa bakmak yerine raketini parçalamaya çalışmakla meşgul olur. raketini yerlere vurur da vurur ve hırsını bu yolla çıkartır. tam da hingis delirmekte iken, steffi graf bir "ace" yapar ve hingis'in sinirleri hoplar. huzursuzca davranmaya başlar. roland garros seyircisinin de dikkatinden kaçmayan davranışları, kimi seyircileri de huzursuz eder. artık ne yapacağını şaşıran hingis, saç şeklini ve üzerindeki kıyafetlerin bir kısmını değiştirmeye karar verir. kendisini hırsına adamış bir hingis varken karşıda, graf maçı 3-0'a getirmekle meşguldur. bu sırada, içindeki hırsı dışarıya nasıl yansıtacağını hâlâ kararlaştırmamış hingis, bir oyun almak ister ve sonunda istediğini elde eder. durum son sette aniden 3-2 olur. graf'ın kırdığı servisini, hingis, onunkini kırarak geri alır ve kendi servisine tutunmaya çabalar. lakin, graf buna izin vermez; önce, kendi servisine tutunur ve sonrasında da hingis'in servisini tekrar kırarak durumu 4-2'ye kadar getirir. artık iyice sinirlenen hingis, raketini yerlere vurmak yerine bu sefer kafasına vurmaya başlar. bu sırada graf da hingis karşısında kendi servisini alarak durumu 5-2'ye getirir. işte ne olduysa ondan sonra olur.

üçüncü ve son setin 8. oyununda, artık yaşadıklarına daha fazla dayanamayan ve yenilgiyi hazmedemeyeceğinin sinyallerini veren martina hingis, "underhand" servis kullanır. bu sırada tüm kort ayağa kalkar. hingis'in "underhand" servis kullanmasının hemen ardından yuhalamaya başlayan fransız seyircisi, adeta hingis'e düşman kesilir. hingis taraftarları bile hingis'i yuhalamaya başlar. tüm kort graf'ın yanında yer alır. steffi graf, olanlara yalnızca tüm profesyonelliği ile gülümser ve sonrasında, "cık-cık" yapar. hingis'in "underhand" servis kullanmasının ardından, seyirci bir futbol maçındaymışcasına tezahüratlar ve yuhalamalar ile maça eşlik eder. bir yanda "steffi" diye bağıran taraftarlar, bir yanda da hingis'i yuhalayan taraftarlar... hepsi bir olup maçı izlenemez ve oynanamaz hâle sokarlar. hakemden defalarca kere uyarı gelir. sonrasında kısa bir sessizlik yaşanır ve o sırada hingis topu fileye takar. tüm kort zafer kazanmışcasına sevinir. sonrasında da birkaç servis atılır ve hingis ilk şampiyonluk puanını çevirmesine karşın, ikincisini çeviremez ve son seti 6-2 kaybederek maçı 2-1 kaybeder.

sonrasında hüngür hüngür ağlayarak kortu terk eden martina hingis, ödül töreni için annesinin kollarında korta getirilir. tüm kort birden hingis'e acır ve yaşının verdiği acemiliği unutup kendisine alkış tutar. hâlâ yenilgiyi kabullenmeyen ve salya sümük ağlamakla meşgul olan martina hingis, tarihe geçer.

işte maç böyle idi. her ne kadar martina hingis'in yeni yetmeliğinin verdiği aşırı hırsın kurbanı olma gibi bir durum varsa da ortada, inanılmaz güzel ve de zevkli bir maç olmuştur. martina hingis, tecrübeli oyuncu steffi graf karşısında olağanüstü oynamıştır. sinir bozucu tavırları olmasa birçok tenisseveri kendisine hayran bırakabilirmiş. olmamış. hele steffi graf'ın her topu "forehand"iyle vurmak için çabalaması üzerine gülmeye başlaması da ayrı bir komedidir. oyuncuların oyun stiline bile müdahale etme hakkına sahip zannetmiş kendisini sanırım. yeni yetme olunca böyle oluyor işte. üstelik karşındaki steffi graf... ki kendisi "fräulein forehand" olarak biliniyor. her şey yetenek değilmiş demek ki. biraz da tecrübe lazımmış.
ekşisözlük
(nuage, 20.02.2008 01:43 ~ 01:54)

Futbol demek Gol demek : 2007-08 Sezonu


2007-08 Sezonu unutulmayan maçları
TARİH BAZINDA
Ağustos
THUN-AARAU 2:5
Eylül
PORTSMOTUH-READING 7:4
Ekim
HEERENVEEN-HERACLES 9:0
Kasım
ATL.MADRID-VILLAREAL 3:4
Aralık
WIGAN-BLACKBURN 5:3
Ocak
VILLAREAL-DEPORTIVO 4:3
Şubat
UDINESE-GENOA 3:5
Mart
STUTTGART-BREMEN 6:3
Nisan
ATL.MADRID -ALMERIA 6:3
Mayıs
SİVASSPOR-GALATASARAY 3:5

LİG BAZINDA
İNG
PORSTMOUTH-READING 7:4
ALM
STUTTGART-BREMEN 6:3
FRA
AUXERRE-LORIENT 5:3
İTA
TORINO-PARMA 4:4
ROMA-NAPOLI 4:4
İSP
ATLETICO MADRID-VILLAREAL 3:4
VILLAREAL-DEPORTIVO 4:3
TUR
SIVASSPOR-GALATASARAY 3:5
HOL
HEERENVEEN-HERACLES 9:0
İSK
HEARTS-RANGERS 4:2
BEL
SINT TRUDIENSE-ANDERLECHT 4:3
POR
BOAVISTA-FERREIRA 4:3
YUN
AEK-OLYMPIAKOS 4:0
İSV
ST.GALLEN-YOUNG BOYS BERN 2:7

2 Haziran 2008 Pazartesi

1 Haziran 2008 Pazar

Unutulmayan maçlar 5


1 Mayıs 2005 Parma-Livorno Maçı
PARMA:6 LIVORNO:4
Goller:
2'SIMPLICIO
3',25',37',40' GILARDINO
16',22',25,29' LUCARELLI

Cool design #17


Marsilya'nın yeni forması

Futbol demek Gol demek : Mayıs 2008


Mayıs 2008'in seçmece maçları:
03.May
NAC BREDA-TWENTE 1:5
CALEDONIAN-GRETNA 6:1
GERMINAL-MECHELEN 4:3

04.May
BARCELONA-VALENCIA 6:0
SIVASSPOR-GALATASARAY 3:5

07.May
REALMADRID-BARCELONA 4:1
10.May
BREMEN-HANNOVER 6:1
11.May
MIDDLESBOROUGH-MAN. CITY 8:1
LEVANTE-VALENCIA 1:5

17.May
HAMBURG-KARSLRUHE 7:0
MARSİLYA-STRASBURG 4:3
METZ-LE MANS 4:3
MURCIA-BARCELONA 3:5

18.May
REAL MADRID-LEVANTE 5:2

28 Mayıs 2008 Çarşamba

23 Mayıs 2008 Cuma

Futbol demek Gol demek : Nisan 2008


Nisan 2008in Seçmece Maçları

05.Nis
PORTO-AMADORA 6:0
06.Nis
ATL. MADRID-ALMERIA 6:3
12.Nis
DERBY-ASTON VILLA 0:6
BREMEN-SCHALKE 5:1

13.Nis
IRAKLIS-KALAMARIA 5:2
BAYERN-DORTMUND 5:0

20.Nis
LARISSA-PAOK 4:3
LEVADIA-VERIA 5:3

ASTON VILLA-BIRMINGHAM 5:1
ATL BILBAO-VALENCIA 5:1
AJAX-HERACLES 5:1
HEERENVEEN-EXCELSIOR 5:0

21.Nis
BELENENSES-SETUBAL 5:0
26.Nis
DERBY-ARSENAL 2:6
27.Nis
GUIMARAES-PORTO 0:5
JUVENTUS-LAZIO 5:2

30.Nis
PANATHINAIKOS-AEK 4:1

22 Mayıs 2008 Perşembe

Unutulmayan maçlar 4


Top 20 Greatest Comebacks

1. Bayer Uerdingen - Dynamo Dresden 0:2 and 7:3 (1986)
Dresden were hot favourites ever since the draw paired them with lowly Bayer Uerdingen, which had upset Bayern Munich in the German Cup a year earlier. A team of numerous East German stars (Hans-Jürgen Dorner, Ulf Kirsten, Mathias Sammer, Reinhard Hafner, Ralf Minge, Torsten Gütschow and others) built a 2-0 lead in the first leg at home and then ran away with a solid 3-1 lead at half time, seemingly clinching the tie in the return game at Krefeld.

5-1 ahead on aggregate, Dynamo could afford to concede four goals and still progress to the semifinals, but what did anybody know of what was going to happen in the second half. Deep into the second half, to be precise. The 1-3 scoreline on the night still stood after 57 minutes and no-one alive could have imagined the shocking turn of events to come in the rest of the game.

It took a strange penalty to shatter Dynamo's composure. The Icelander Gudmundsson won that dubious penalty kick, which Wolfgang Funkel converted and inexplicably confused the visitors. When six minutes later Gudmundsson himself made it 3-3, Dynamo panicked as if they still didn't have a two goal cushion. Then the unlucky forward Minge deflected a shot into his own net, and the Easterners found themselves utterly disoriented amidst roars from the partisan crowd. Bayer attacked in waves and the reserve Klinger brought the temperature to boiling point with the fifth goal 12 minutes from time.

Dynamo were still ahead on the away-goals rule, but at the time it was clear they were not going to make it.

Schäfer was knocked down in the area and Wolfgang Funkel again scored from the spot, making it 6-3 only 23 minutes after the scoreboard had shown the humiliating 1-3. Before the final whistle, in the total confusion, Schäfer picked up the seventh goal, ending up on the shoulders of his mates and the fans who invaded the pitch.

And to think that no-ne in Bayer's dressing room dared to think of a comeback during half time.

"We said to each other, 'OK, we're out, but let us bid farewell to the Euro-Cup with dignity. No-one will ever be able to explain how this turnaround ocurred," said the coach Karl-Heinz Feldkamp after the game.

Dresden's coach Klaus Sammer, young Matthias's father, did not try to find an excuse in his son's early injury or in the dismal performance of reserve keeper Jens Ramme, who came on for also injured first choice keeper Jakubowski. After such a disaster no excuses could do. To complete Dresden's misery, their forward Frank Lippman left the hotel after the game and defected to the West, in order to play for Nürnberg and Waldhof.

First leg March 5, 1986, Dresden (GDR) - Dynamo-Stadion.
SG Dynamo Dresden (GDR) - FC Bayer 05 Uerdingen (FRG) 2-0 (0-0)
Dynamo Dresden: Jakubowski - Dörner - Buttner, Trautmannn, Doschner - Hafner, Stubner, Pilz - Kirsten, Sammer (69. Gütschow), Lippmann - Coach: Klaus Sammer.
Bayer Uerdingen: Vollack - Herget, Wohrlin, W. Funkel, F. Funkel, Damgen, Edvaldsson (53. Raschid), Klinger, Buttgereit (89. Brinkmann), Bommer, Schäfer. - Coach: K. H. Feldkamp
Scorers: 1-0 Frank Lippmann (50), 2-0 Hans-Uwe Pilz (62).
Referee: Joel Quiniou (FRA). Spectators: 36,000.

Second leg March 19, 1986, Krefeld (FRG) - Grotenburg-Stadion.
FC Bayer 05 Uerdingen - SG Dynamo Dresden 7-3 (1-3)
Bayer Uerdingen: Vollack - Herget, Damgen, W. Funkel, Buttgereit - Bommer, Feilzer, F. Funkel, Raschid (52. Klinger) - Gudmundsson (72. Loontiens), Schäfer. - Coach: K. H. Feldkamp
Dynamo Dresden: Jakubowski (46. Ramme) - Dorner - Trautmann, Doschner - Hafner, Minge, Stubner, Pilz - Kirsten, M. Sammer (28. Gütschow), Lippmann - Coach: Klaus Sammer.
Scorers: 0-1 Ralf Minge (1), 1-1 Wolfgang Funkel (13), 1-2 Frank Lippmann (36), 1-3 Rudolf 'Rudi' Bommer (42, og), 2-3 Wolfgang Funkel (58, pen), 3-3 Larus Gudmundsson (64), 4-3 Ralf Minge (67, og), 5-3 Dietmar Klinger (78), 6-3 Wolfgang Funkel (81, pen), 7-3 Wolfgang Schäfer (87).
Referee: Nemeth (HUN). Spectators: 20,000.

2. Liverpool - Milan 3-3, 3-2 on penalties (2005)
The absolute classic of European club cup football. Milan, a higher quality side, had 3-0 lead until the 54th minute, but irrational faith and inspiration led Liverpool to a feat that will never be forgotten. Such a beautiful game it was that Silvio Berlusconi himself refused to criticise of punish his squad. Dudek's saves from the spot were both controversial and illegal, but that does not take away from the significance of the phenomenal comeback Liverpool achieved in the 90 minutes.

3. Bochum - Bayern 5-6 (1976)
The craziest game the Bundesliga has ever seen. Bochum were 3-0 up by the half-time whistle and 4-0 in 53th minute. In the next 20 minutes, Karl-Heinz Rummenigge and Gerd Muller took Bayern to an unbelievable 5-4 lead.
Kaczor put Bochum level on 5-5 in the 80th minute and that seemed to be it, but with a minute to go Uli Höness scored his second and Bayern's sixth for their most amazing win ever.

4. Real Madrid - Borussia Mönchengladbach 1-5 and 4-0 (1985)
UEFA Cup third round. Borussia had run riot in the first leg and Real, the holders, were nearly dead. But, as their hothead striker Juanito said, "90 minutes at Santiago Bernabeu last very long." Half the job was done by half time, but 95,000 people had to wait for the rest until very late. In the final 10 minutes, Jorge Valdano and Carlos Santillana took Real Madrid to a most unlikely win, which the fans consider the greatest in their proud European history.

5. West Germany - England 3-2 (1970)
World Cup quarterfinals. England, reigning champions, lead 2-0 but Alf Ramsey took off Bobby Charlton in order to "rest" him for the semifinals. And indeed Charlton was fully rested for the semifinals, only England was not there. The Germans typically fought on and Gerd Muller, "The Bomber", culminated their effort with a wonderful aerial volley.


6. Metz - Barcelona 2-4 and 4-1 (1984)

Cup Winners' Cup first round. A first-class Barca (later that season league champions) with Schuster, Archibald, Carrasco and Marcos had defeated little Metz by 4-2 in France. Two weeks later, at Nou Camp, Barca extended the lead with another goal by Carrasco. Then the French flooded the pitch and the Yugoslav born Zvonko Kurbos scored three of Metz's four goals which stunned the soccer world.

7. Werder Bremen- Anderlecht 5-3 (1994)
Champions' League group stage. The comeback specialists (Werder) against the chronic loser (Anderlecht). The Belgians held on to 3-0 until the 66th minute and a win should have been a matter of routine, but the Germans for reasons unknown kept on coming forward. The Kiwi Rufer twice, Hobsch, Bratseth and Bode in the following 23 minutes explained the meaning of the phrase "German spirit". Werder also overturned Spartak Moscow's 1-4 with a 6-2 win in 1987, Dynamo Berlin's 0-3 with a 5-0 in 1988 and Lyon's 0-3 with a 4-0 in 1999. True "never-say-die" stuff.


8. USSR - Yugoslavia 5:5 (1952)

Olympic Games second round in Helsinki. Yugoslavia were 5-1 up during the second half and 5-2 with 15 minutes to go, but it was not enough. After a series of corner kicks, Bobrov staged an amazing five-all draw. In the repeated game, however, Yugoslavia confirmed their superiority, winning by 3-1.


9. Barcelona - Anderlecht 0-3, 3-0 and 4-1 on penalties (1978)

Cup Winners' Cup second round. The phenomenal Anderlecht was a superior side, but the Belgians also "loved" to be on the wrong end of comebacks. A minute before normal time the Argentinian Zuviria scored the third goal to level the tie, turning Camp Nou into a volcano. After a quiet extra-time, Barca won by a convincing 4-1 in the penalty shootout. Barca also came from 0-3 down against Ipswich in 1977 and Goteborg in 1986.


10. Deportivo - Milan 1-4 and 4-0 (2004)

Champions League quarterfinals. The European champions Milan came to La Coruna leading 4-1 from the first leg against the same Deportivo who had been slaughtered 8-3 to Monaco four months before. The same Deportivo!? Or was it a different Milan from the one everybody knew? Never, never were Milan so impotent and never so thoroughly beaten than on that night at the Riazor.


11. West Germany - Hungary 3-2 (1954)

Everyone knew Hungary was the best side in the world. Everyone remembered how they beat Germany 8-3 in the group stage, when the Germans rested several regulars for a more important fixture against Turkey. Who could forget how they injured skipper Puskas, who returned half fit in the finals? Still, 2-0 in the first eight minutes should have been enough for Hungary. But, it wasn't because Helmuth Rahn was omnipotent in the finals, taking Germany to their first world title.


12. Partizan Belgrade - Queens Park Rangers 2-6 and 4-0 (1984)

UEFA Cup second round. In London, it was a cat and mouse game. QPR pushed the Partizans into the box and kicked them into the net together with the ball. Six times. Only once before had a team come back from four goals down in Europe and that was in the early sixties. QPR was very vulnerable away from home and Partizan knew it. Mance, Kalicanin, Jesic and Zivkovic created a miracle before 55,000 fans who never stopped believing.

13. Bayern - Inter 0-2 and 3-1 (1988)
UEFA Cup third round. In the 1988/89 season an invincible Inter won their last championship with a record 26 wins in 34 rounds. This Inter thrashed Bayern 2-0 at their Olympische Stadium and hoped for an easy passage in the return game at San Siro. Everything went as planned, save for a seven minute spell late in the second half, in which the Bavarians scored three quick ones before Inter knew what was going on.


14. Portugal vs. North Korea 5-3 (1966)

World Cup quarterfinals. The Koreans had kicked out the mighty Italy by a single goal and then built a 3-0 lead against the ambitious Portuguese. Dictator Kim Il Sung must have been delighted. But, Eusebio played superbly, scoring four times in 30 minutes to avoid another crazy upset. The Panther finished the tournament with 9 goals to his credit, winning the golden boot.

15. Bayer Leverkusen - Espanyol 0-3, 3-0 and 3-2 on penalties (1988)
UEFA Cup final. At Barcelona's Sarriá stadium, 3-0 for the Catalans was a compliment for Bayer Leverkusen. In the return game, it was 0-0 after an hour and the trophy was virtually in the hands of Javier Clemente's side. Heaven know how the Germans pulled three goals back and reached the penalty stage. Amazingly, even there Espanyol took a 2-0 lead, but that was not enough either. Bayer scored three goals in the row from the spot and snatched the Cup that shouldn't have been theirs.

16. Switzerland - Austria 5-7 (1954)
The World Cup quarterfinals in Switzerland saw more goals than any World Cup tie ever before. The hosts reached the threshold of a miracle leading by 3-0 midway through the first half and 4-2 at half-time. A far better team, in the second part Austria got serious and strolled on to the famous win in Lausanne.


17. Ajax - Benfica 1-3, 3-1 and 3-0 (1969)

European Cup quarterfinals. To wipe out a two goal disadvantage against Eusebio's Benfica could not have been simple, especially if you lost the first leg at home and had to do the job at Da Luz. But, a young, Cruyff-led Ajax hit back at Benfica with an identical 3-1. By then prevailing rules, an aggregate draw had to be decided by a playoff game, which Ajax won 3-0, eventually reaching their first finals.

18. Barcelona - Atletico Madrid 5-4 (1997)
Spanish Cup quarterfinals. Atletico arrived at Nou Camp with a poor 2-2 draw, but after 45 minutes they had an "unassailable" 3-0 lead. Fifteen minutes into the second half, they still led by 4-2, with four goals by Serb Milinko Pantic. Ronaldo, Figo and Pizzi three minutes before time created the magnificent turnaround, which thrilled the Catalans. The biggest game in Spanish Cup history was won by a Barca even more spectacular than the one that won the 2004-2005 Primera División.


19. Red Star - Dynamo Berlin 2-5 and 4-1 (1978)

UEFA Cup first round. The East German secret police sponsored team came to Belgrade in high spirits after a resounding 5-2 win in the first leg. Then their top-scorer Riediger made it 6-2 on aggregate before half time. Nothing special: the stopper-come-forward Zdravko Borovnica shocked Dynamo with two goals in the second half, Dusan Savic added one, and Milos Sestic nailed the decider in the 90th minute for Red Star's biggest comeback in Europe.


20. Real Madrid - Anderlecht 0:3 and 6:1 (1984)

UEFA Cup third round. Anderlecht were a better team, and highly fancied after a 3-0 win in Brussels. But, Madrid was about to witness the rise of Quinta del Buitre, Vulture Squad, lead by Emilio "El Buitre" (Vulture) Butragueno. The current Real Madrid vicepresident shone on the night with three goals and the Royals jumped over Anderlecht on the way to the trophy. For Real, comebacks were business as usual.
From 1-4 to 5-1 against Derby County in 1974, from 0-2 to 3-0 against Inter in 1985 and, also against Inter, from 1-3 to 5-1 a year later.

20 Mayıs 2008 Salı

Son 2 takımdan hangileri aynı ülkedendi?


2/2 yapanlar:
ŞAMPİYONLAR LİGİ
1999-00: REAL MADRID, VALENCIA
2002-03: JUVENTUS, MILAN
2007-08: MAN. UTD., CHELSEA

UEFA KUPASI
1961-62: VALENCIA, BARCELONA
1963-64: REAL ZARAGOZA, VALENCIA
1965-66: BARCELONA, REAL ZARAGOZA
1971-72: TOTTHENAM, WOLVERHAMPTON
1979-80: MONCHENGLADBACH, EINTRACHT FRANKFURT
1989-90: JUVENTUS, FIORENTINA
1990-91: INTER, ROMA
1994-95: JUVENTUS, PARMA
1997-98: INTER, LAZIO
2006-07: SEVILLA, ESPANYOL

Unutulmayan maçlar 3

1972 Münih Olimpiyatları Erkekler Basketbol Finali:Birleşk Devletler & Sovyetler Birliği

yalnizca olimpiyatlar tarihininin degil, belki de spor tarihinin en tartismali, en olayli, en efsanevi maclarindan biridir..

1972 eylul'unde duzenlenen olimpiyatlar kara eylul orgutunun olimpiyat koyune baskin duzenleyerek israil'li sporculari oldurmesi sonucu sekteye ugramis, ancak komite oyunlarin devami kararini vermistir..

o ana kadar 8 kez ustuste altin madalya sahibi olan abd basketbol takimi yine kendinden emin bir sekilde efsaneyi surdurmek icin gelmistir olimpiyatlara.. ruslar ise belki de ilk kez bu kadar yuksek bir ozguven ve inancla oradadirlar ve dusundukleri tek sey abd'yi maglup etmektir.. abd zorlanmadan yari final kadar gelir ve yari finalde de italya'yi farkli yenerek finale yukselir.. sscb takimi ise yugoslavya'ya karsi zorlanmis olsa da yari finalde kuba'yi rahat yener ve finale cikar..

belki de o seneki olimpiyatlarin en cok merak edilen maci amerikalilar da seyredebilsin diye gece yarisina yarim saat kala baslar.. oyunun basinda, ruslar tempoyu istedikleri gibi dusurup ustasi olduklari set oyunu sayesinde ustunluk kurarlar abd'ye karsi.. ozellikle guardlari sergei belov muthis oynamaktadir..

ikinci yariya sscb onde baslar ve ilk ciddi gerginlik yasanir.. bir ribaund mucadelesi sirasinda kavgaya tutusan bir rus ve amerikan oyuncu oyundan atilirlar.. daha sonra, bir hava atisi sirasinda amerikalilarin planli yapilmis oldugunu iddia ettikleri bir hareket neticesinde abd'nin uzunlarindan birisi (adini hatirlamiyorum) sakatlanir ve oyunu birakmak zorunda kalir..

oyunun yavas yavas ellerinden kaydigini goren abd'li oyuncular gaza gelir ve var gucleriyle tam saha prese baslarlar.. pres sonuc veriri ve sscb'li oyuncular saskin bir halde surekli top kaybi yapmaya baslar.. abd 10 sayiya kadar cikan farki kapatir ve 7 saniye kala sscb 49-48 ondedir..

hucum hakki sscb'dedir ancak dip cizgide ikili sikistirmaya ugrayan sscb'li oyuncu, belov bosta olmasina ragmen topu ona dogru iletmek isterken cok kotu bir pas verir ve bugunlerde washington wizards'in kocu olarak tanidigimiz doug collins araya girip bu topu kazanir.. topu surer, sscb potasina dogru yuklenir ve haliyle sert bir faulle durdurulur.. oyunun bitmesine 3 saniye kala, sscb 49-48 ondedir ve doug collins iki serbest atis kullanacaktir.. faulden dolayi hafifi bir sakatlik gecirir ancak kocunun, 'yuruyebilecek kadar iyiysen, bu atisi da kullanirsin' demesi uzerine gaza gelip oyunda kalmaya karar verir.. birinci atis girmistir, 49-49.. collins ikinciyi de sokar ve abd 50-49 one gecer.. 3 saniyesi vardir sscb'nin, hemen oyuna baslarlar, ancak isabetsiz bir pas ve sure sona ermistir.. saha amerikalilar icin bayram yerine doner ama o sirada bir seyler olur, tribundeki fiba yetkilileri sahaya iner.. ortalik karismistir..

mesel sudur ki, o gunku kurallar dahilinde bir takim yalnizca mac saati islemiyorken mola alabilir ve molayi isaret etme yetkisi olan tek kisi de takimin kocudur.. elindeki elektronik bir zimbirtiya basarak hakemi uyarmak suretiyle mola istenmektedir.. collins'in birinci serbest atisi sonrasi mola talep eder sscb kocu.. onlara cok yakin oturan fiba yetkilileri de mola talebini fark etmistir.. ancak, nedendir bilinmez, hakemler tepki vermezler bu istege ve collins ikinci atisini kullanir.. kurallara gore, collins ikinci atisi kullanmak icin eline topu aldigi andan itibaren hic kimsenin mola alma hakki yoktur ve son 3 saniye hemen oynanacaktir.. yine garip bir sekilde, tam collins ikinci atisi yaparken molayi duyuran su meshur 'voorrrkk' sesi gelir ama kimse umursamaz, zira is isten gecmistir..

iste butun bunlara tanik olan fiba yetkilileri sscb'ni hakkinin yendigini dusunduklerinden hakemlerle konusurlar.. ama asil meseleyi cozen edward robinson adli fiba genel sekreteridir.. o kesmekes esnasinda masa hakemlerine eliyle 3 isareti yaptigini yakalamistir kameralar ve bunun anlami 'mac saatini 3 saniyeye ayarlayip oyunu yeniden baslatin'dir.. abd'liler anlam veremez olan bitene, isyan halindedirler.. ancak, fiba'nin dedigi olur ve ruslar'a son bir sans verilir..

ivan edeshko, kendi potasi altinda topu eline alir ve uzun bir pas icin hazirlanir.. duduk calinir, topu elinden cikartir edeshko ve top daha yari sahaya ulasmadan mac biter.. abd'li oyuncular bir kez daha kudurmus durumdadir sevincten.. onlar ziplayadursun orta yerde, ortalik bir kez daha karisir.. rus teknik heyeti itiraz etmektedir ve itirazin sebebi de skorboard'un yanlis calistigi iddiasidir.. ve itiraz sonuc verir.. zira, 3 saniye oynanmasi gerekirken birinci saniyede macin bitisini bildiren duduk otmustur..

sevincten deliye donen abd'lilerin bir kez daha kafasi karisir.. once, devam etmeyip soyunma odasina gitmeyi dusunurlerse de, fiba sekreterinin 'altin madalyayi istiyorsaniz sahada kalin' uyarisi uzerine vazgecerler ve dunyanin en uzun 3 saniyesini bir kez daha oynamak icin sahada yerlerini alirlar..

ivan edeshko yerini alir pota altinda.. takimin en uzunu aleksandr belov rakip pota altinda iki abd'li oyuncunun arasinda gelecek uzun pasi bekliyordur.. edeschko'yu bloke eden abd'li oyuncunun kollarinin cizgiyi gecmesi uzerine macin macar hakemi kendisini uyarir ancak bu uyariyi yanlis anlayan oyuncu iki metre geri cekilip edeshko'ya rahat bir gorus alani birakir.. (sonradan abd'li oyuncu hakemin kendisinden geri cekilmesini istedigini iddia edecek, hakem ise 'ben ingilizce bilmiyorum ki nasil boyle bir sey soyleyebilirim' diyecektir)

duduk oter, edeshko uzun bir pas icin hazirlanip var gucuyle gonderir topu salonun obur ucundaki belov'a.. belov, iki amerikali arasinda cok iyi yukselir, topu alir ve bana kalirsa dunyanin gelmis gemis en muhim, en kiritik, en anlam yuklu basketlerinden birini sokar.. rus spiker, 'zafer bizim' diye bagrimaktadir.. belov'un basketinin hemen sonrasi maci bitiren duduk duyulur ve macin sonucu:
sscb:51 abd:50

mac bu kez gercekten bitmistir ve efsane sona ermistir.. sscb dunya sampiyonu olur..
bu efsanevi mac sonrasi, haksizliga ugradiklarini dusunen abd takimi gumus madalyayi reddeder ve seremoniye cikmazlar.. bugun bile, o macta oynamis olan tum abd'li youncular aslinda altin madalyayi hak ettiklerini ve butun her seyin planli oldugunu dusunmektedirler.. ben de onlara mutemadiyen, 'mizmizlanmayin lan, kabul edin iste, yenmek de var yenilmek de' diye seslenmekteyimdir..
pek muhim bir ayrintiyi es gecmisiz.. abd, mac sonrasi fiba'ya itiraz eder macin gecersiz oldugu iddiasiyla ve fiba da olayin gorusulmesi icin kendi icinden objektifliklerine guvendigi bes kisiden olusan bir heyet olusturur ve onlara birakir karari.. heyet italyan, portorikolu, polonyali, kubali ve macar uyelerden murekkeptir.. uzun suren gorusmeler neticesinde heyet 3'e karsi 2 oyla abd'nin itirazini reddeder ve sscb'nin madalyasini onaylar..

abd bu sonuctan da memnun kalmaz.. zira, onlara gore politika on plana cikmis ve kuba, polonya ve macaristan temsilcileri haliyle oylarini sscb'den yana kullanmislardir.. iyidir guzeldir de, abd'nin es gectigi bir nokta vardir ki, macarlar'in 1956'daki budapeste olaylarindan sonra sscb'den ne denli nefret ettigi bir tarafa, komitenin macar uyesi bu nefretini orada burada yuksek sesle de dile getirmis bir adamdir ve buna ragmen oyunu sscb'den yana kullanmistir..
alexander belov topu aldığında üstündeki iki oyuncuya feyk gösterir. maç bitiyor diye iki amerikalı direk sıçrarlar. belov inmelerini bekler ve sayıyı atar. gördüğüm en soğuk kanlı harekettir. ayrıca abd paso hakemlere sallamıştır ama bu maçta hakemler abd'nin tam saha pres esnasında yaptıklarına göz yumup durmuşlar, sscb'li oyunculardan topu iki üç kez döverek almışlardır.

ekşisözlükten alınmıştır